Boynu Bükük Duruyorsam Eğer

Yayınlama: 23.03.2024
23
A+
A-

Titanic-LXC-Bodrum-29 ekim 1140x200
dorman-otel-17-eylül-2024
bodrum-sokak-haber-youtube-abone
vodafon_içkale_19_şubat_2024
previous arrow
next arrow

Datça’nın Heredot’u Yusuf Ziya Özalp günün sözü diye paylaşmış.
“Dolgun başak dalında eğik durur. Şayet dik duruyorsa içi kof demektir.”
Çok anlamlı bir saptama. İsterseniz açalım bu sözü.

Miletli(Aydın) Thales antik çağın en aydın isimlerinden biriydi.
Bilgi hazinesiydi.
Felsefenin babasıydı.
Antik çağda “Yedi Bilgeler” diye tanınan filozofların atası.
Herkes depremleri, volkanları, yağmur ve boranları tanrılara bağlarken, o bunların tanrılarla değil doğanın kurallarıyla ilgili olduğunu söylerdi.
Matematikle, geometri ile ilgilenir, geçmiş kadim uygarlıkları araştırırdı.
Mısır’da büyük piramitin yüksekliğini, gölgesinden hesaplayacak kadar zekiydi.
Gökyüzünü gözlemler, ayın, güneşin, yıldızların hareketlerini kayıt altına alırdı.
Bunlara göre hava tahminleri yapardı.
Büyük ölçüde tuttururdu.
Kışın soğuk, yazın kurak geçeceğini, güneşin hangi ay, hangi gün tutulacağını bile bilirdi.
M.Ö. 28 Mayıs 585 tarihinde gerçekleşen güneş tutulmasını bildi.
Thales’in uyarısına ragmen o tarihte savaşa giren  Lidyalılar ile Persler,  güneş tutulmasını gõrünce ateş kes yapmıştı.

Thales tüm bu birikimine ve zekasına rağmen çok mütevazı yaşardı.
Paraya, gösterişe değer vermezdi.
Yoksul bir hayat sürerdi.
Havalı insanları hiç sevmezdi.
Boş konuşmazdı.
Astronomi gözlemleri yapmazken başı eğik yürür, çevresindeki insanlarla ilgilenmezdi.
Bir kış günü agorada gökyüzüne bakarken, ayağı buzda kayıp  yere düştü.
Kentin önde gelen aristokratları gülmeye başladılar.
Biri alaylı şekilde Thales’e laf attı.
“Çok zeki olduğunu söylüyorlar. Zeki insan zengin olur, senin gibi yokluk içinde yaşamaz.”
Thales gülenlerin yüzüne acıyarak baktı.
Tek laf etmeden kalkıp agoradan uzaklaştı.

Ama alay etmeleri içine oturmuştu.
Eve gittiğinde karar verdi.
Kendisiyle alay edenler dersini almalıydı.
Havalarını söndürmeliydi.
Bilginin paradan daha değerli ve daha güçlü olduğunu tüm Milet’e göstermeliydi.
Cahil ama gösterişli insanlardan daha üstün olduğunu kanıtlamalıydı.
Hemen harekete geçti.
O kış sürekli gökyüzünü gõzlemledi.
Eski kayıtlarına baktı.
Hava tahminleri  yaptı.
Ona göre gelecek aylar çok yağışlı geçecekti.
Baharda bereket fışkıracaktı.
Özellikle zeytin hasatında rekor kırılacaktı.
O halde bu işe yatırım yapmalıydı.
Karların yağdığı, donların yaşandığı, buz gibi soğuk havalarda çevresindeki tüm zeytin sıkma aletlerini  ucuz fiyatlarla satın aldı.
Bütün parasını buna yatırdı.
Deli dediler.
Ancak bahar geldiğinde Thales haklı çıktı.
Zeytin hasatında rekor kırılmıştı.
Millet zeytinini sıkmak için Thales’in yolunu aşındırmak zorundaydı.
Mecburen gittiler.
Thales çok ucuza aldığı zeytin sıkma aletlerini, çok büyük paralarla kiraya verdi.
Kısa sürede zengin oldu.
Milet’in zenginleri şoktaydı.

Aristo, Thales’in bu hikayesini anlatırken şöyle der.
“Bilge insanlar eğer  isterlerse, zekaları ve pratik bilgileriyle çok para kazanabilir. Ancak onlar paraya değil,  bilgiye açtır.”

Çevrenize iyi bakın.

Boş ama havalı, bilge ama mütevazı insanlar göreceksiniz.
Bir yanda günde 50 kelime ile konuşmasına, emojilerle yazışmasına rağmen “herşeyi ben bilirim” havası atanlar.
Diğer yanda çok şey bilmesine rağmen yeni bir şey öğrenmek için çabalayanlar.

Fransız düşünür Montaigne der ki;
“İnsanlar başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler.”

Başak tarlasında dolaşırken eğik başlıları seçin.
Pişman olmazsınız.
Edip Cansever diyor ya.

“Boynu bükük duruyorsam eğer
İçimden öyle geldiği için değil
Ama hiç değil.”

dorman-otel-17-eylül-2024
Turgutreis-Uğur-Kampus_12 Temmuz 2024
previous arrow
next arrow
Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.