haluk şahin kitapları

Haftayı Los Angeles’teki büyük yangını üzüntü içinde izleyerek geçirdik.  O yörede çok yakınlarımız, Amerikalı ve Türk dostlarımız var; oralarda yaşamışlığımız, görmüşlüğümüz var.  Sinema endüstrisini yakından ilgilendirdiği için sektörel yakınlığımız var… Yangının ulaştığı kasaba ve mahallelerdeki çaresizliği orada yaşayan dostlardan duymak kaygı vericiydi.  Sokaklara dikilen “Tahliyeye hazır olun!” kırmızı bayrakları, “Haydi...
13.01.2025
0
169
      Neoliberal kapitalizmden neoliberal faşizme…       I Ocak geride kaldı ama milyonlar, belki milyarlar 20 Ocak tarihini bekliyor.  Bu yıl dünyalıların çoğu için gerçek yılbaşının 20 Ocak olduğunu söyleyebiliriz.       20 Ocak’ta Donald Trump ABD Başkanı  olarak göreve başlıyor.  Ve bir süredir duran zamanın o tarihte yeniden yürümeye...
07.01.2025
1
324
2025’ hoş geldiniz! Yeni bir çağdayız.  Bu çağın en önemli özelliği, soruların cevaplardan daha önemli olmasıdır. Cevaplar parmaklarımızın ucunda.  Bir yapay zeka programına, örneğin ChatGPT’ye soruyoruz. 15 saniye sonra cevap — bir cevap — elimizde. Ya sorular?  Onları kendimiz bulmak zorundayız! İnsanlık binlerce yıl hep cevaplar üzerinden gitti.  En net...
30.12.2024
0
45
Televizyonda bir haberi izlerken duydum.  Amerikan Kongresi’nin ender solcu milletvekillerinden Alexandria Octavia-Cortez aşağı yukarı şöyle diyordu: “Zor bir yıl olacak.  Trump neler yapacak?  Aşırı sağcı gündemini uygularken neler yapacak?  Ne gibi yollara başvuracak? Demokratlar nasıl karşılık verecekler?  2025 bir çeşit deney olacak. Daha önce böylesini hiç yaşamamıştık.  Bir şey söylemek...
23.12.2024
0
92
Yeni kuşaklar attığım başlığı anlamakta zorluk çekebilirler. “I-ıhh” şuradan geliyor: 1960’lı yıllarda ünlü tiyatro oyuncusu Lale Oraloğlu tiyatrosunda Aristofanes’in savaş karşıtı Lysistrata adlı oyununu “Kadınlar ı-ıhh derse” adıyla sahneye koymuş, bizim yasakseverler tiyatro sanatının bu büyük klasiğini müstehcenlik iddiasıyla yasaklayınca Lale Hanım sahnede açlık grevine yatmıştı.  Kardeşim Abdullah orada çalıştığı...
16.12.2024
1
296
Tarihsel bir kırılma noktasında olduğumuzu geçen hafta Suriye’de yaşananlar açıkça gösterdi.  Her şey herkesin beklediğinden de hızlı oldu, kentler iskambil kağıtları gibi devrildi, en son taş da zaten yerinde değildi. Kim kazandı kim kaybetti türünden sağlıklı bir değerlendirme yapmaya fırsat kalmadı.  Her kafadan bir ses çıktı, çoğu kez taraflar hep...
09.12.2024
0
430
İki hafta sonra yapılacak olan Amerikan seçimleri kampanyasını göz ucuyla izliyorum.  Amerika’yı yakından bilen, orada pek çok seçim izlemiş biri olarak, her gün “Olmaz böyle şey!” türünden sessiz çığlıklar atıyorum. Örneğin, basın özgürlüğünün bir numaralı tartışma konusu olması! Cumhuriyetçi Donald Trump ve aşırı sağcılar, Demokrat’lardan  çok medyayı suçlamaktalar.  Büyük televizyon...
25.10.2024
0
128
Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı, yani Türk, Daron Acemoğlu’nun ekonomi dalında Nobel ödülünü alması epey sevinç yaratmasının yanı sıra bazı çevrelerde tereddüt hatta eleştirilere yol açtı. Bunlar iki öbeğe ayrılabilirler:  Acemoğlu’nu yeterince Türk bulmayanlar ve onu yeterince solcu bulmayanlar. Ben ilk öbektekileri iyi tanıyorum.  Çünkü, onların tereddütlerinden güç alan fanatikler iki arkadaşımı...
17.10.2024
0
515
Sosyal medya çıktığından beri iyice güçlenen “yanlışları düzeltme” refleksinize yenilip hemen, “Hayır, ötemazi değil; ötenazi!” demeyin! “Ötenazi”, yani, dışardan yardım alarak kendi hayatına son verme, onu biliyoruz. Burada “ötemazi” kelimesi bilinçli olarak kullanılıyor..  Nedenini birazdan açıklayacağım! Geçenlerde bir grup akademisyenle sohbet ediyorduk. Söz, İsrail’in çağrı cihazlarını ve cep telefonlarını uzaktan...
08.10.2024
0
195
İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin açılış dersinde önümde oturan pırıl pırıl öğrencilere bakarken aklımda bu soru vardı: “Bu çocuklar ne olacak?” Net bir yanıt bulamadım.  Çünkü değişim tufanı o kadar azgın ki, göz gözü görmüyor. Sellerden her meslek etkileniyor ama iletişim bunların başında geliyor. Daha dijital iletişim ortamına ayak uyduramadan,...
30.09.2024
0
285
Bundan çeyrek yüzyıl önceye kadar Bozcaada’da takvimi ve hayatın akış ritmini, bağlar belirlerdi. Çapa, budama, kükürt atma, temizleme, seyreltme, kesme zamanları… Ağustos’tan itibaren, haftasına, hatta gününe göre farklı üzümler görürdünüz; pırpırların, katırların ya da traktörlerin üstünde fabrikaların ya da pazarların yolunu tutarlardı: kardinal, çavuş, kuntra, vasilaki. Şiraz, kaberne, merlot vb....
23.09.2024
0
291