Beton Santrallerine Neden Karşılar?
TMMOB, Bodrum Kent Konseyi ve MUÇEP Bodrum’un turizm merkezi sayılan Göltürkbükü’nde mera alanına yapılan beton santralinin Bodrum’un doğasına ve turizmine ağır darbe vurmakta olduğunu iddia ederek “Bodrum’un Akciğerlerinde Beton Santrallerine Geçit Vermeyeceğiz!” başlıklı bir basın açıklaması yaptı. Açıklama da ruhsatı olmayan (!) bu beton santraline Belediyenin ve Kaymakamlığın göz yumduğu suçlaması ise çok dikkat çekti.
Fatih Bozoğlu – Bodrum Sokak Haber

Bodrum Kent Konseyi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP), Bodrum’un doğal yapısına ve turizmine zarar verdiği gerekçesiyle tepki çeken ve Bodrum’un Gölköy Mahallesi girişinde faaliyet gösteren beton santraliyle ilgili olarak bir basın açıklaması yaptı. Gölköy Mahallesi’nde faaliyetine devam eden beton santralinin bulunduğu alanda gerçekleşen basın açıklamasına yaklaşık 50 civarında çevreye duyarlı yurttaş katıldı.
Gölköy girişinde faaliyet gösteren beton santralinin mahkeme tarafından iptal edilen “ÇED Gerekli Değildir” kararına rağmen faaliyetlerine devam ettiği iddia edilirken, Bodrum Kent Konseyi Başkanı Gamze Türk Oğuz beton santralinin etrafında otlayan keçilere dikkat çekerek “Burası bir mera ve işgal edilmiş durumda. Etrafta keçiler otluyor görüyorsunuz…” dedi.
Gerekli Çevresel Değerlendirmeler Yapılmamış…
Oldukça dikkat çeken iddiaların yer aldığı ortak basın açıklaması MUÇEP eş sözcüsü Nihat Gençosman tarafından yapıldı. Zeytincilik Kanunu, zeytinliklere 3 kilometre mesafede yalnızca zeytin işleme tesislerinin bulunabileceğini açıkça belirtmekte olduğunun dikkate bile alınmadığının vurgulandığı basın açıklamasının başında; “Bodrum’un en değerli doğal alanlarından biri olan Gölköy sahiline çok yakın mesafede kurulan beton santralleri, kentimizin doğasına ve turizmine ağır darbe vurmaktadır. Bodrum’un akciğeri sayılan ormanlık alanda, masmavi Gölköy Koyu’na yalnızca 2 kilometre mesafede faaliyet gösteren bu tesisler, çevreyi hiçe sayarak çalışmaktadır. Bu bölgenin 270 metre uzağında yer alan zeytinlikler, beton üretimi ve nakliye kaynaklı yoğun tozlanmaya maruz kalmaktadır. Oysa Zeytincilik Kanunu, zeytinliklere 3 kilometre mesafede yalnızca zeytin işleme tesislerinin bulunabileceğini açıkça belirtmektedir. Ayrıca tesisin 750 metre uzağında doğal sit alanı, sınırında ise arkeolojik sit alanı bulunmaktadır. 100 metre mesafede yerleşim yerleri olmasına rağmen proje tanıtım dosyasında bu gerçekler gizlenmiş, gerekli çevresel değerlendirmeler yapılmamıştır…” ifadeleri yer aldı.
Açtıkları Sayısız Kuyularla Su Kaynaklarını Da Tehdit Etmektedir…
Ege’nin en büyük beton santrali olarak bilinen Sarıay Beton, Grey Beton ve iki adet pasa geri kazanım tesisi bulunmakta olduğunun bilgisinin de verildiği basın açıklamasının devamında şu iddialar yer aldı; “Gündoğan-Torba yolu, bu tesislerin faaliyetleri nedeniyle beton tozuna bulanmış, ağır tonajlı hafriyat kamyonları yüzünden tahrip olmuştur. Üstelik pasa geri kazanım tesisleri araziyi vahşice tahrip ederken, beton santralleri betonlu yıkama sularını doğrudan doğaya bırakmaktadır. Yeraltı sularını koruması gereken bu işletmeler, açtıkları sayısız kuyularla su kaynaklarını da tehdit etmektedir…”
İzinler Yasalara Rağmen Verildi
99 hektarlık bir alanda “Dekoratif Duvar Taşı Ocağı ve Pasa Geri Kazanım Tesisi” kurmak için proje hazırlandığı, ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı alındığını ve o tarihte bölgede zaten iki adet pasa geri kazanım tesisi faaliyette olduğunun anımsatıldığı basın açıklamasında; “Daha sonra projede revizyona gidilmiş, pasa geri kazanım tesisi iptal edilerek beton santrali eklenmiştir. ÇED sınırını aşmamak için kapasite 90 m³/sa olarak gösterilmiş, ancak fiili durumda üretim kapasitesi 360 m³/sa seviyesine çıkmıştır. Yani proje dört katına çıkarılmış, yasal boşluklar kullanılarak çevresel etkiler göz ardı edilmiştir. 2023 yılında Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı, 24 hektarlık alan için dekoratif taş işleme ruhsatı vermiş, Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ise beton santraline yönetmeliklerden muafiyet tanımıştır. ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı mahkeme tarafından iptal edilmiştir. Bilirkişi raporları, projenin maden, çevre, jeoloji, orman, ziraat mühendislikleri ve arkeoloji açısından tamamen uygunsuz olduğunu ortaya koymuştur…” ifadeleri oldukça dikkat çekti.
Yaşam Alanlarımızı Savunuyoruz!
Bodrum’un doğasının göz göre göre talan edildiğini bir kez daha gözler önüne sermekte olduğunu savunulurken basın açıklaması şu şekilde devam etti; “Kuralsız, özensiz, rant odaklı süreçlerle doğal alanlarımızın nasıl yok edildiğini görüyoruz. Çevreyi bu denli tahrip eden, halk sağlığını hiçe sayan, yaşam alanlarımızı tehdit eden bir üretim anlayışını kabul etmiyoruz…”
Belediyemizi ve Kaymakamlığımızı göreve çağırıyoruz…
Ruhsatı olmayan bu beton santraline Belediyenin ve Kaymakamlığın göz yummakta olduğunun iddia edildiği basın açıklamasında yetkililere de şu çağrı yapıldı; “Yetkililere sesleniyoruz: Bu tesislerin yaşam alanlarımızın ortasından kaldırılması için Belediyemizi ve Kaymakamlığımızı göreve çağırıyoruz. Bodrum’un doğasını, geleceğini ve sağlıklı yaşam hakkını sonuna kadar savunacağız!…”
Tesis kurulmaya başlanırken neden tepki verilmedi?
Basın açıklamasının ardından bir gazetecinin “Bu güne kadar tepki vermekte gecikilmedi mi? Burası göz önünde bir yer. Tesisin yapılmaya başlandığında neden tepki gösterilmedi? şeklindeki soruya Bodrum kent Konseyi Başkanı Gamze Türk Oğuz şu yanıtı verdi; “Her ne kadar geç kalınmış bir tepki olsa da, tepki vermek kesinlikle yerinde bir şey. Ölçeğin ne kadar kontrolsüzce büyüdüğü ve ne kadar cüretkar davranıldığı alakalı. Çünkü siz küçücük bir işyeri için işletme ruhsatı alıyorsunuz. Bu işletmeler de kurallara ve hukuka uygun olarak izin alsalar ve faaliyetlerini sürdürseler bir problem yok. Ama aldıkları işletme ruhsatı ile o kadar cüretkar davranılıyorki çevresindeki her tarafı işgal ediyorlar. Şu an biz faaliyet gösterilen işletmenin işgal ettiği hazineye ait mera arazisindeyiz. Şu hale bakar mısınız? Burada sadece Belediye ve Kaymakamlık değil, Bodrum İlçe Tarım Müdürlüğü, Muğla İl Tarım Müdürlüğü, Muğla İl Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün, herkesin ihmali var. O kadar kontrolsüz bir işgal varki, bir bakacaksınız bu mera alanı da elden gidecek tepki göstermezsek…”
Bu açıklamaların ve suçlamaların ardından başta Bodrum Kaymakamlığı olmak üzere, Bodrum Belediyesi, Bodrum İlçe Tarım Müdürlüğü, Muğla İl Tarım Müdürlüğü, Muğla İl Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün nasıl bir açıklama yapacağı da merak konusu.